Son yıllardaki sosyal gelişmelerin beraberinde getirdiği beklentilerin karşılanmasında ”insan ihtiyaçları bağlamında” yeni bir kavram hatta mesleğin doğuşuna hep beraber tanık olduk.
Sanayileşme trendi ve akabinde ortaya çıkan endüstri sonrası toplumun; iletişim çağını yakalayıp bilgi sonrası topluma evrildiği günümüzde, geleneksel ve geniş aile kavramı artık yerini daha çok bireysel ve çekirdek aileye doğru dönüştürmektedir.
Toplumların nüfüsu artmakta ancak, oluşan bu devasa kalabalıklara mukabil çekirdek aileye donüşme trendinde olan toplumun en temel sosyal dokusu olan Aile, gelenekselci yapıdan daha özgür olma içgüdüsüyle, cesaretle deneyimlediği bu sürecte çeşitli çalkantılar ve zorluklarla karşı karşıya kalabilmektedir.
Bir taraftan modern toplumun aile kurumuna yüklediği iktisadi rutinlerin aile bütçesinden hatırı sayılır bir parçayı kopartıp alması, diğer taraftan ailenin özlemleriyle buluşan hayatı daha güzel yaşama istekleri öncelikle aileyi materyalit yönden ciddi bir kuşatma altına almaktadır. Sonrası ise iki iken üç-dört-beş… olabilen veya aynı sayıyla devam eden aile populasyonu ve bu örüntü içinde zamana karşı gelişen bir dizi süreç.
Sadece önceki paragrafta tasvir edilenler bile kafamızda ne kadar çok yaşanmışlığı , olguyu, çelişkiyi, hayali, hasreti, mutluluğu, sevinci, belki de hüznü, belki de ideallerimizi canlandırıyor değil mi? İşte aile bu. Binlerce yıllık insanlık tarihinin bulabildiği en sıcak, en umutlu, en mutlu, en güvenli, en ideal en, en, en.., en korunaklı liman.
Bütün bunlar aile kavramı üzerinde dikkatle ve özenle durmayı gerektiriyor. Aile kavramının güzel yönlerini geliştirebilmek, desteklemek, güçsüz veya zayıf yanlarını tahkim etmek konusu toplum gündeminin, siyasi politikaların ve çatı örgüt olan devletin artık ana hedefi olmuş durumdadır.
Bu sebeple değil midir ki Aile kavramı devlet içinde bir daire başkanı, genel müdürlük, başka bakanlığın çatısı altında eklektik bir temsiliyet isminden kurtulmuş Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı adıyla gerçek kimliğine bürünerek hükümetler içinde yer almaya başlamıştır. Toplumla temas eden, farkındalığını en hızlı arttırmaya ihtiyaç duyulan,…….. en önde olan /olması gereken de bu dur kanımca. Sonrası ise azim, işbirliği ve kararlılık.
Ben bu yazımda bütün bu anlattıklarımdan sonra asıl konum olan Aile Danışmanlığı konusuna kısaca değinmek istiyorum.
Aile Danışmanları; hekim, hemşire, psikolog, psikolojik danışman, sosyolog ve sosyal hizmet lisansına sahip olanların üniversitelerin SEM veya Enstitülerinden aldıkları eğitim ve sonrasında düzenlenen sınavda başarı gösterenlerce sahip olunan, ilgili kanun ve yönetmeliğe göre topluma ve aileye hizmet verebilecek düzeye gelen uzman kişilerdir. Görüldüğü gibi Aile Danışmanlığı kavramı bir çok bilimsel disiplinide içerisinde barındırmaktadır. Sosyal, psikolojik ve gelişimsel kavramlara ilave olarak uyuşmazlık, aile içi suç patalojisi, olaylar vs. gibi konularda etkin yönlendirme için gerekli hukuki donanımada sahip bir eğitimde Aile Danışmanlarına sunulmuştur.
Gelelim İstanbul Aile Danışmanları Derneğine. 2 Şubat 2016 tarihinde bir grup idealist insan tarafından kurulan Derneğimiz ise vizyonunu topluma hizmet ve mesleki gelişimde süreklilik olarak benimsemiştir. Kuruluş ve yerleşim çalışmaları tamamlanmış artık yeni üyeler kabul edebilir duruma gelinmiştir. Artık bundan sonra seminerlerimiz, eğitimlerimiz, medya çalışmalarımız, aile çalışmalarımız bize yeni gündemler ve yeni ufuklar getirecektir. Bütün bunlardan amaç; şüphesiz ki Aile Danışmanlığı Kavramını tanıtıp, toplumumuza ve insanlığa faydalı olabilmek adınadır. Yazımın başlığına bir vurgu yapmamın ise tam sırasıdır; aile mutlu olabilmeli, oldurulabil melidir ki, toplum huzurlu olsun. Dingin, enerjik,çalışkan, vizyoner, gelecekten de umutlu olsun. İşte o zaman hedeflerimiz daha kolay, ulaşılabilir ve aşılabilir olur.
Buradan bir mesajımda aile olma kararı verenlere ve ailelerimize, ” bize yakın olmanız kendinize ve mutluluğunuza daha da yakın olmanız” demektir. Daha iyi için bizimle temasa geçin. Kriz, sınav, kaygı, kavga, geçimsizlik vs.beklemeyin . Bu sözü lütfen hiç ama hiç unutmayın.
Böyle bir yolda Aile Danışmanlarına ne görev düşüyorsa Ailenin, toplumumuzun ve ülkemizin ideallerinin emrine amadeyiz.
Esenlik ve ebedi saadet dileklerimle.
M. Zafer Avcılar